29 Ocak 2011 Cumartesi

15 Tatil :)


Eee öğrencilerle birlikte biz öğretmenler de tatile girdik ve sanırım dinlenmeye onlardan daha çok ihtiyacımız var :) Ne de olsa yoğun bir ikinci dönem bizi bekliyor. Herkese iyi tatiller diliyorum. Benim tatil hayalim ise bol bol dinlenmek :) Tatil dönüşü görüşmek üzereeeeee...

12 Ocak 2011 Çarşamba

Bir Kız Vardı Çok Güzeldi...





Benim minik öğrencilerim zaten çok özel bir dönemdeler(okul öncesi dönem), onların bu dönemdeki mantık yürütme ve espiri anlayışlarına hayranım.Bunun yanısıra bazı önemli konular oluyor ki işte bu noktada söyleyecekleriniz çok önemli. Ya mutlu edersiniz ya da karamsar. Gelelim başlıktaki güzel kız meselesine.Bir miniğim bugün yanıma gelerek 'Öğretmenim dün parka gitmiştik, orada bir kız vardı çok güzeldi, upuzun saçları vardı(öğrencimin saçları kısa) o kadar güzeldi ki öğretmenim, bööööylee çok güzeldi işte' diyor ve anlatırken bakışlarından anlıyorum ki biraz üzgün, biraz mahsun, bu duyguyu biryerden tanıyorum diyorum kendi kendime.Kendine güven duygusunu kaybetmemesi, kendisiyle barışık olabilmesi ve kendini sevmeyi hiç bırakmaması için yapacağım konuşmanın onu mutlu eden bir yanıtı olması gerekiyordu. Bunu canı yürekten istedim ama daha altı yaşında bir çocuğa bu nasıl anlatılırdı ki? 'Bak yavrum' dedim.' Tüm insanlar birbirinden farklıdır, hepimiz kendimize özel yeteneklerle yaratılmışız, anne babalarımızla bile farklıyız. Herkesin kendine göre güzellikleri var senin gözlerin güzel başka arkadaşlarının saçları ( Aslında kendini sev demek istedim, bunu tam anlamıyla anlaması için çok zaman geçmesi gerektiğini bilerek...)ve sen çok özelsin herkes birbirinden farklı olarak özeldir, eminim o kız da senin ne kadar güzel bir kız olduğunu anlatıyordur'dedim. Gerçekten mi öğretmenim der gibi baktı, iki fener gibi ışıldayan gözleri ve yüzündeki gülümseme okul bitene kadar sürdü.O artık kendini hep sevecek hep özel hissedecek, farklılıkları olduğunu bilecek, kendine güvenecek, belki de ileride bunları anımsayıp gülecek...

8 Ocak 2011 Cumartesi

FINDIKKIRAN


Antalya'ya tayinimin çıkmasıyla birlikte buranın nimetlerinden faydalanma ve uzakta olduğum yılların acısını çıkartabilme çabasındayım:) Fırsat buldukça düzenlenen etkinliklere katılmaya çalışıyorum. Bunlardan bazılarını sizinle paylaşmıştım (Bkz.Doğan Cüceloğlu ve Antalya 1.Kitap Fuarı başlıklı yazılarım). Aralık ayında Antalya Devlet Opera ve Balesinin düzenlediği Anna Karenina adlı temsile gitmiştik ve büyük bir hayranlıkla izlemiş en kısa zamanda diğer temsillere de gelmemiz gerektiğini konuşmuştuk eşimle.Nitekim yine Aralık ayında olan, benim kaçırdığım ve çok üzüldüğüm temsillerden biri 15 Ocak'ta tekrar var ve eminim ki Anna Karenina gibi kapalı gişe oynayacak.İşte o temsil: FINDIKKIRAN. Oyunun konusu hakkında tüm bilgilere ve diğer şehirlerdeki tüm temsillere http://www.dobgm.gov.tr adresinden ulaşabilirsiniz.Ayrıca yarın da Afyon Gezisine gidiyorum :) Anlaşılan leyleği havada gördük :)

6 Ocak 2011 Perşembe

Bir Yudum Mutluluk :)


Tam bir kahve tutkunu olduğumu daha önce de söylemiştim sanırım.Her türlüsünü sever her türlüsünü içerim.Buna rağmen çok fazla çeşit bildiğim söylenemez klasik çeşitleri tüketiyorum daha çok. Türk kahvesi,damla sakızlı türk kahvesi, sütlü gold kahveler (kendi üçü bir aradamı yapıyorum yani:))Dışarıda içtiğim vakitler filtre kahveleri deniyorum ama biraz sert geliyorlar. Yalnız şöyle bir durum var ki sevdiğim lezzetlerden de vazgeçemiyorum.Mesela ne zaman Starbucks Coffee http://www.starbucks.com.tr/ gitsem içimden bu sefer farklı bir aroma deneyeceğim diyorum ama her seferinde de çikolata soslu whıte chocolate mocha karşısında yeniliyorum.Şimdi bile kokusu burnumda tadı damağımda(neyse ki geçen pazar içtim:).En kısa zamanda gidip yine onu içeceğim :) ve sanırım hiçbir zaman Starbucks'ın diğer lezzetlerini tadamayacağım...A bir de o sıcak yaz günlerinde insanın içini serinleten frappuccino unutulmamalı :) Ne yapayım elimden gelse kendi yerimi açıp bir kahve markası olacağım :)