23 Şubat 2011 Çarşamba

Bir Kitap Okudum ve Hayatım Değişti!

Bir kitap okudum ve hayatım değişti. İnanmayacaksınız ama öyle oldu. Kişisel gelişim kitaplarına karşı antipati geliştirmiştim. Zira yaşadığımız topluma uymayan başarı öyküleri ve öğütlerle doluydu çoğu. Şöyle yaparsan huzurlu yaşarsın, böyle yaparsan mutlu olursun, buna inanırsan zenginlik kaçınılmaz gibi bir sürü vaatler (ben kalıpların işe yaramadığını kişinin kendine özgü yöntemleriyle hayatını çizdiğine inanmıştım). İşte bu sebepten 'okumuyorum arkadaşlar' diyordum. Bir arkadaşım bana bu tarz bir kitaptan bahsettiğinde yine aynılarını söyledim. Aradan bir zaman geçip, elimdeki kitaplardan seçim yapamadığım bir gün 'hadi' dedim, 'senin şu kitabı ver de okuyayım ve bakayım dediğin kadar var mıymış?'. Sağolsun verdi ve ben yine önyargılarımla başladım kitabı okumaya. İlk başlarda pek sarmadı ama başladığı işi bitirme alışkanlığına sahip biri olarak bu kitabı da bitirmeliydim. Okudukça 'denemeye değer', 'neden olmasın' gibi cümleler kurmaya başladım. İyi ki de yazılanları deneme sabrını gösterebilmişim. Denediklerimde başarılı olunca kitaba karşı ilgim de arttı doğal olarak. İşte bu süreçte tıpkı kitapta yazdığı gibi (daha önce de denediğim gibi) bir sabah uyandım ve sevinçten havalara uçarak bugünün çok özel ve güzel bir gün olacağını söyledim bağırarak :) Evrene mesajlarımı da göndermeyi ihmal etmeden:) İşte o gün değişti hayatım. Öğleye doğru (henüz memlekete tayin isteyebilmem için iki yıl daha beklemem gerekirken ve bütün planlarımı da ona göre yapmışken) tayin isteme (şansı)hakkı doğduğunu ve bunun bu seneye mahsus bir uygulama olduğunu öğrenince bu günün gerçekten güzel bir gün olduğuna karar verdim. Tüm bu anlattıklarım geçtiğimiz mayıs ayında gerçekleşti. Artık memleketimde görev yapıyor ve kendi evimde oturuyorum. Tamam kabul ediyorum kitabın etkisi bir zaman sonra geçiyor ama ben motivasyonumu kaybettiğimde okuduklarımı hatırlayıp silkeleniyorum. Ama o zamanla bu zaman arasındaki fark; artık olumlu düşünmenin, kararlı olmanın ve gülümsemenin gücüne her şeyden çok inanıyor olmam. Dua etmenin güzelliğine ve gücüne zaten diyecek bir şeyim yoktu. İşte böyle... Emin olun arkadaşlar denemekle hiç birşey kaybetmiyorsunuz ve emin olun denemeye değer. Beyninizi olumsuzluklardan kurtarmak hayatta yapacağınız en önemli ve gerekli şey. Gerçekten de hayatınız değişecek, istedikleriniz sizi hemen bulmasa bile ruhen güzelleşmek her şeye değer. Bununla ilgili tabi ki çok kitap var bana 'SECRET' denk geldi. Belki onu okumak istemem de kaderdi bilemem. Ama hangisini okursanız okuyun yukarıda yazdığım duanın, olumlu düşünmenin, kararlılığın ve gülümsemenin gücünü keşfettiğinizde( yaşadığımız hayatın koşuşturmaları içinde unuttuğumuz) hayatınız değişecek!

20 Şubat 2011 Pazar

Safiye Sultan!


Bildiğiniz gibi Safiye Sultan serisini okuyorum. İkinci cildini yarıladım, hatta biraz geçtim bile. Şimdilik özetliyorum; hani hep Hürrem Sultan konuşuluyor ya (ki ben farklı düşündüğümü Moskof Cariye Hürrem başlıklı yazımda belirtmiştim.) Safiye Sultan'ı okuyunca Hürrem'e haksızlık edildiğini düşündüm. Gerçekten olağanüstü şeyler yapmış ve okudukça daha neler yapmış diye merak ediyorum. Çok farklı bir kişilikmiş vesselam. Okuyunca neden hala adından sözedildiğini anlayacaksınız siz de.Okuyanlarınız varsa zaten ne demek istediğimi daha iyi anlar. Entrika sözcüğü bu kitaba daha çok yakışmış sanki ( 'Hürrem de entrikamı çevirmiş ' diyorum okurken). Yazar olayları bir hadımın ağzından anlatıyor. Gerekçesini ise;' kadın ve erkek dünyasını aynı anda gözlemleyebilecek olan yalnızca onlardı' diye yazıyor.Düşününce mantıklı bir tercih gibi görülüyor ne dersiniz?

18 Şubat 2011 Cuma

Düşünen Adam


Üniversite yıllarımda alanım gereği psikoloji görüyorduk ama ben derslerin dışında da merak sarmıştım bu konuya. Hatta bir hocamızın Popüler Psikiyatri isimli aylık dergiye üye olduğunu görüp içeriğini incelemiştim ve bir süre takip etmiştim bu yayını. Dergi 'Düşünen Adam' konulu bir bölüm açmıştı. 'Sizce ne düşünüyordur?' diye.Herkes yazılar gönderiyordu ve seçilen yazı o ayki dergide yayınlanıyordu. Bende bir yazı yazmıştım bu konu üzerine ama gönderip göndermediğimi hatırlamıyorum ne yalan söyleyeyim.Yıl 2004 falandı herhalde. İşte benim 'Düşünen Adam' konulu yazım:
Çikolata tadında bir hayatı düşünüyordur belki de. Nasıl mı?Hani kendini sevdiğin anlar vardır ya, yaşamın her anından zevk alırsın. Nefes alıp vermek kadar güzel birşey yoktur. Herşey o kadar tatlıdır ki. Ağaçlara bakarsın, insanlara, denize, herşey o kadar kendi halindedir ki. Hani herşeyi olduğu gibi kabul ettiğin anlar. Mantıklı düşündüğünü ama duygularına da kulak verdiğini hissettiğin anlar. Sabah uyanınca aynaya bakıp 'bugün çok güzel bir gün olacak' dediğin anlar. İşte böyle anlardır insana 'hayat çikolata tadındadır' dedirten. O kadar özgürsündür ki kendi içinde, tek başına dolaşmaktan o kadar büyük keyif alırsın ki... Her anı olduğu gibi kabul eder ve en iyi şekilde geçirirsin. İşte böyle anlar. Belki de bunun hayalini kuruyordur.
Belki de mayhoştur hayat ona göre. Acıları düşünüyordur, hüzünlü gülümsemeleri, yanında olamayanları... Terkedilişleri, deneyimsizlikleri, ukdeleri ama yine de arasıra da olsa içten attığı kahkahaları. İstemeden kırdıklarını, boynuna sarılıp ağladıklarını... Belki de insanlara kızıyordur içinden. Yaşanacak güzel günlerin değerini bilmedikleri için. İçinden geldiği gibi yaşamadıkları için. Haykırıyordur onlara, sesi duyulmasada;
'Gülmek mi istiyorsun?Gül. Ağlamak mı? Ağla.
Sarıl boynuna en sevdiğinin, korkma.
Hiçbirşey içinde kalmasın. Hayat çok kısa.
Utanma af dilemekten ya da sevdiğini söylemekten. Yap herşeyi, anlat duygularını. Bırak sana çılgın desinler, duygularını paylaş' diyordur. Kızıyordur ona kulak vermediğimiz için ama yine de bir ümidi vardır onu duyacağımıza dair. Çünkü mutluluktur onun için en önemlisi.
Ama bence 'HERŞEYE RAĞMEN ÇOK GÜZELDİR HAYAT VE İNANIN ÇİKOLATA TADINDADIR' diyordur.
Daha önce hiç bu konuda düşünmüşmüydünüz? İşte bunun için bir fırsat. Belki sizinde bu konuda paylaşmak istedikleriniz vardır ya da konu hoşunuza gitmiştir ve bir yazı yazıp paylaşırsınız benimle :) Sizce ne düşünüyor?

15 Şubat 2011 Salı

Bu Ne İncelik...


Sabah sınıfa gelen öğrencilerimi karşılarken, bir velim çocuğunu sınıfa gönderdikten sonra , birgün önce yaşananları anlattı bana. Meğer benim minik kuzum dün bütün gün 'anneee bugün sevgililer günü ben öğretmenime çiçeksiz gidemem anne gidemeeemmm' demiş durmuş. Sağolsunlar çok güzel bir kırmızı gül getirmişler ama benim kuzumun inceliğine ne demeli :) Onun ailesine söyledikleri aklıma gelince kocaman bir gülümseme yerleşiyor yüzüme zira hislerden ve incelikten anlamayan ne büyükler var! Hep söylerim insanoğlu büyüdükçe (ne bileyim uygun kelimeyi bulamadım bozulmak gibi birşey) bozuluyor diye ve bundan korkuma inadına çocuk olasım gelir.Bu anlamda şanslıyım çünkü bana hergün saflığı hatırlatan yaramaz kuzularım var :)

13 Şubat 2011 Pazar

Sevgililer Günü :)


j

Taatil Bittiiiiiii :(

Eveeet on beş günlük yarıyıl tatilimiz de bugün sona erdi. Yarın iş başı. Ne yapalım durumu benim gibi olanlar için üzgünüm:) Benim misafirlerim vardı: birlikte vakit geçirmek güzeldi elbet gezdik, tozduk, güldük, yedik ,içtik... Fakat benim gibi tatil için dinlenme bol bol kitap okuma ve film izleme gibi hayaller kuran biri için duruma, misafir sonrası süren iki günlük temizlik faslını da eklediğimizde tatil yapamadan okula başlayacak birinin ruh hali çıkıyor ortaya. Alıştım sayılır aslında son dört yıldır yaz tatıllerımız bile dolu geçiyor ve bir bakıyoruz ki dinlenemeden okullar açılmış. Umudum bu yaza:( Bakalım nasıl geçecek? Kendimi gezmeye, tozmaya, dinlenmeye programlıyorum secret ın gücü neredesin? :)))) Veee işte tatil hayalim :)