4 Mayıs 2010 Salı

GEZİ NOTLARI-1 AKYAKA

Uzun zamandır çalışıyor olmanın verdiği yorgunluk, baharın bir türlü gelmek bilmemesi, havanın bir güneşli bir yağmurlu halleri vb. sebeplerle bunalmış ve tatil moduna erken girmiştik ki soluğu Muğla/Akyaka'da aldık. Tüm hava tahminleri yağışlı gözükmüşken ve sağanak bir yağmur-dolu karışımına yakalanmışken gözümüzü karartıp çıktık yola. İyi ki de çıkmışız, Akyaka'da güneşin ve denizin tadına vardık.

Uzun zamandır planlanan ama işlerden dolayı fırsat bulunamayan, hatta ve hatta öncesinden neler yapılacağının listesi bile hazırlanan iki günlük Akyaka tatili sonunda anı defterimizde yerini aldı. Hem de tüm yağış tahminlerine inat güneşli ve mavi-yeşil.

Neler mi yaptık?Merak etmeyin hepsini anlatacak size Akyaka'yı bir güzel tanıtacağım. Biz Akyaka'nın meşhur Kadın Azmağı kıyısında yer alan otellerden birini tercih ettik. Cuma akşamı yerleştiğimiz otelde, cumartesi sabahı lezzetli ve doyurucu bir kahvaltı yaptıktan sonra Akyaka'yı Keşif Turu'na çıktık. Tabi ki yapılacaklar listemde bol bol fotoğraf çekmek vardı ve hemen başlamak gerekliydi. İlk işimiz malum ani yapılan bir yolculuk olduğu için fotoğraf makinamın dolu olan hafıza kartını bir fotoğrafçı bulup boşaltmak olmalıydı. Kapalı olan fotoğrafçının yerine bir internet kafe sahibi yardımcı oldu bize. Hafıza kartının boşaltılmasıyla çekimler başladı. Tatil boyunca havasına ve doğasına hayran olduğum Akyaka'da yaklaşık 80-100 adet fotoğraf çektim. Gerçekten çok doğru bir seçimmiş Akyaka.

Bir güne çok fazla şey sığdırdık. Akyaka'nın merkezinden Çınar Plajı'na uzanan yolu yürüyerek başladık. Bu sırada her yerde güzel, sıcak ve zarif duruşuyla sizi Akyaka'ya hayran bırakan evlerden, apartlardan söz etmeliyim. Ev ve apartlara hayranlıkla bakarak yürürken yönümüzü sahil yoluna çeviriyoruz. Ormanın içinde yaptığımız kısa yürüyüşün ardından deniz ışıl ışıl kendini gösteriyor. Tam sahil kenarındaki hoş kafelerden birinde kahve molası vermeyi düşünürken sağ tarafa doğru devam eden bungolowların olduğu kamp alanına yöneliveriyoruz. Bu keyifli yürüyüş sırasında çadır kamplarını ve bungolowları, bir tarafımız ihtişamlı ağaçlarla, diğer tarafımız yanar döner denizle çevrili yoldan izliyorve sahile inen merdivenlere doğru yöneliyoruz. İhtişamlı ormana arkamızı dönüp, havasını hala derin derin içimize çekerek ve güneş ışıklarından yanar döner denizi izleyerek sahil kenarına iniyoruz. Cuma gecesi otelde yediğimiz harika yemeğin ardından deniz havası almak için geldiğimiz sahil, gündüz denize giren insanlarla dolmuştu. Hafta sonu denizin ve güneşin tadını çıkarmak isteyen herkes oradaydı. Biz de artık kahve molasının vaktinin geldiğini düşünerek tümü gibi denize sıfır bir kafeye oturduk. Kahvemizi yudumlarken içimi ısıtan güneş ve beni neşelendiren, denize giren insan manzarası eşimle yaptığımız güzel sohbete eşlik etti. Tabi kısa bir süre sonra malum bademcikleri hala biraz şiş olan ben ve sevgilim denize sadece ayaklarımızı sokmakla yetinecek ve dalgalar ayağımıza vura vura tüm sahili yürüyecektik. İşte bu tatlı yürüyüşün sonu Azmak Turu'na bağlandı. O müthiş tekne turunu daha fazla anlatmak isterdim ama bu güzelliği fotoğraflarla anlatmayı tercih ettim. Eee artık acıktığımızı hissedip Akyaka'da yenmeden geri dönülmemesi gereken 'balık ekmeği' denemeye gittik. Çok da memnun kaldık. Ekmek arası mezgit... (Pazar günü yine yedik :)))

Daha neler mi yaptık?Cuma akşamı başlayıp pazar öğleden sonraya kadar kaldığımız Akyaka'da;

Hamle Hotel, Golden Roof, Mevsim Lokantası, Vız Vız, Spıca Cafe uğrak yerlerimiz oldu.

Gezi Notları'nın ikinci durağı Muğla oldu. Orada neler yaptığımı yakında paylaşacağım

Sevgilerimle...

2 yorum:

  1. selam arkadaşım sıtemı zıyaret edıp o guzel yorumu bıraktıgınız ıcın çok teşekkur ederım.memnun oldum her zaman beklerım...

    YanıtlaSil
  2. Ben de aynı şekilde ziyaretin ve yorumun için çok teşekkür ederim ben de sık sık beklerim yorumlar benim için değerli sevgilerimle angel

    YanıtlaSil