31 Aralık 2010 Cuma

MUTLU YILLAR

Herkesin yeni yılını en içten dileklerimle kutlar mutlu yıllar dilerim. Bu arada bu akşam ki tiremisum hayatımdaki en kötü şekilli tiremisu oldu :) Gülsem mi ağlasam mı? Gülüyorum hem de çok ne şans?

30 Aralık 2010 Perşembe

Yılbaşı Menüm :)












Bu sene ilk defa yılbaşında ailemizle olacağız işte bu yüzden bir yerlere gitmek yerine yeni evimizde hep birlikte olalım istedik. Eee bu durumda yeni yıla özel hazırlıklar yapmak gerek değil mi?Geçen haftalarda internet başında kısa bir araştırma yaptım veee (damla sakızlı herşeyi çok seven biri olarak) bana farklı görünen şu tarife rastladım: Damla Sakızlı Lorlu Kurabiye. Tabi ki aklımın bir köşesine yazdım yılbaşı gecesinde yapmak için. Dayanamayıp bu akşamdan yaptım daha tadına bakmadım ama kokusu beni büyüledi, evim mis gibi damla sakızı kokuyor :) Eşim ne zamandır 'ne zamandır tiramisu yapmıyorsun canım, yapsan da yesek' diyip duruyordu. Bunu fırsat bilip hem de ne yapacağımı düşünmeme gerek kalmadan yaş pastayı da aradan çıkarmış oldum tabii onu yarın hazırlayacağım.Gelenektir bizde tam 00.00'da tatlı birşeyler yenir ki o yıl boyunca ağzımızın tadı bozulmasın, gelenek işte. Ben de bu vesileyle yaş pasta yaparım hep. İşte böylece tatlılarım Tiramisu ve damla sakızlı lorlu kurabiye.
Yılbaşı hindisiz olmazmış hindi aldık.Açılışı domates çorbasıyla yapmayı düşünüyorum ardından fırında sebzeli hindi ve pilav.Tabi ki yeşil salata, avakado salatası da yapacağım.

Yemek sonrası pastası, tatlısı, meyvesi, çerezi derkeeeenn geceyi bitiririz heralde:)

Çok mu karıştırdım yoksa ama ne yapalım yerli malı misali böyle olur ya yılbaşı geceleri. Evde kutlamak isteyen arkadaşlara örnek mönü olur belki dedim bilmem beğenir misiniz?





27 Aralık 2010 Pazartesi

Doğan CÜCELOĞLU

Antalya Büyükşehir Belediyesi'nin düzenlemiş olduğu 'Aydınlık Bir Gelecek İçin Aile İçi İletişim ' konulu konferansa Prof. Dr. Doğan CÜCELOĞLU katıldı. Kültür ve Sosyal İşler Daire Başkanlığı'nca düzenlenen aile, çocuk , kişisel gelişim, sınav kaygısı gibi konuların işlendiği 'Aile Konferansları' dizisinin Aralık ayı konuğu idi Doğan CÜCELOĞLU. Daha önce de Üstün DÖKMEN'in konferansına katılmış olan annemin deneyimlerinden yararlanıp salonda yer bulabilmek için erkenden gittik. İyi ki de öyle yapmışız, AKM Aspendos salonu doldu, taştı, merdivenlerde izleyenlerin yanı sıra Doğan CÜCELOĞLU'nun sahneye davet edip oturmalarını sağladığı kalabalık bir grup da vardı. Yani salonda koltular,merdivenler ve sahne dahil her yer doluydu. Biz ön sıralarda bir yer bulabildik, şanslıydık ee ne de olsa erken geldik dimi. Konferans öncesi, ilginin yoğun olması sebebi ile bazı tatsızlıklar yaşanmadı değil. Konumuz iletişimken ve biz daha en başından bunun örneklerini yaşıyorsak bu konferansa gerçekten ihtiyacımız olduğunu bir kez daha anladım. Bir kere bu tür organizasyonların yapılmasının ve bundan tüm halkın faydalanabiliyor olmasının ne kadar mükemmel olduğunu zaten söylememe gerek yok. Ama konferans öncesi yaşananları gördükten sonra hele de bu tartışmaları başka yerlere çekmek isteyenleri gördükten sonra hiç olmazsa sembolik bir fiyata bilet satışı yapılsa da herkesin yeri belli olsa demedim değil hani.
Gelelim konferansa; gittiğime değdi mi EVET hem de FAZLASIYLA. Bazen hüzünlendim, bazen de gülümsedim aslında ne kadar acı olan ve farkında olmadan yaptığımız onca yanlışa... Ders çıkardım ,kendi payıma düşeni almaya çalıştım. Kulağıma küpe olsun dedim, birşey yaparken artık aklıma gelsin de kendimi frenleyeyim dedim, aklımın bir köşesinde yer etsin dedim, yazdım bir bir akıl defterime. Çok çok çok can alıcı nokta vardı Prof.Dr. Doğan CÜCELOĞLU'nun sözlerinde. Siz de böyle bir fırsat yakalarsanız sakın kaçırmayın mutlaka gidin derim , gidin de şöyle bir gözden geçirmek fırsatı bulun hayatınızı, kendinizi, eşinizi, doğacak bebeğinizi, çocuklarınızı,işinizi, ailenizi, varlığınızı...
Çok teşekkür ederim Doğan CÜCELOĞLU'na, bana yeni bir bakış açısı kazandırdığı ve yeni ufuklar açtığı için.

24 Aralık 2010 Cuma

1. Antalya Konyaaltı Kitap Fuarı






Evet 1. Antalya Konyaaltı Kitap Fuarı 16-19 Aralık tarihlerinde gerçekleşti. Maalesef bu etkinliği önceden duyurabilme fırsatım olmadı.Ama izlenimlerimi paylaşmak isterim. Reklam panolarında gördüğüm zaman kesinlikle gitmem gerek demiştim.İstanbul'da yapılan kitap fuarını tv de görüp iç geçirdiğim günlerdi. Nitekim böyle etkinlikleri kaçırmak istemeyen ailemle birlikte gittik.Fuarda öğrencilerin kompozisyon, hikaye ve resimlerinin yer aldığı 'DÜNYANIN EN BÜYÜK ÇOCUK KİTABI' büyük ilgi gördü.Yukarıdaki resimler size biraz fikir verebilir.Ayrıca benim çok hoşuma giden ve çok iyi düşünülmüş bir diğer konuda emeğe saygı yani 'korsan kitap'. Bu konuya da mizahi bir bakış var , resimde de görüldüğü gibi...
Bir de anı defteri koymuşlar, çok da iyi yapmışlar e ben de üzerime düşeni yapıp içimden gelenleri yazdım. Ne mi yazdım e Başlangıçlar Üzerine...:)